Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Mehmet Balık: Dünya Barışı İçerisinde İç Huzuru Koruyabilmenin Ön Koşulu Olarak Bir An Önce Açlık Sorununun Çözülmesi…
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Lideri Mehmet Balık, “AKP iktidarının şuurlu bir formda muhtaç bırakarak yurttaşları kendilerine bağımlı yapma gayretleri sonucunda yaşadığımız bu süreçte ülke barışının sağlanması, eğitimde ve bilimde ilerleme, ekonomik ve siyasal olarak rekabet edebilme mümkün olmayacaktır…Yaşadığımız bu ekonomik kriz ortamında en öncelikle çaba edilecek sorun olarak açlık ve yoksulluk sorunu karşımıza çıkmaktadır. Dünya barışı içerisinde iç huzuru koruyabilmenin ön şartı olarak bir an evvel açlık probleminin çözülmesi gerekmektedir” dedi.
Mehmet Balık, Türkiye’de ekonomik krizden kaynaklı yaşanan açlık ve yoksulluk sorunlarına ilişkin bugün yazılı bir açıklama yaptı. Balık’ın açıklaması şöyle:
“DÖRT KİŞİLİK BİR AİLENİN AYLIK OLARAK YALNIZCA BESİNE 8 BİN 223 LİRA AYIRMASI GEREKMEKTEDİR”
“İçerisinde bulunduğumuz yüksek enflasyon ve ekonomik krizde besin fiyatlarında yaşanan artışlardan kaynaklı, kamu çalışanları ve emekliler kendi yaşamsal faaliyetlerini karşılayamamaktadır. Kamu-Ar’ın her ay sistemli olarak açıkladığı açlık-yoksulluk bilgilerine nazaran; yetişkin erkek 2 bin 800, yetişkin bayan 2 bin 200, genç 3 bin ve çocuk ise bin 600 kalori beslenmeye gereksinim duymaktadır.
Hesaplanan kalori ölçüsüne nazaran yalnızca hayatta kalabileceği kadar besin unsuru tüketebilmesi için yetişkin erkek için 2bin 401 lira, yetişkin bayan için bin 885 lira, gençler için 2 bin 569 lira iken çocuklar için ise bin 368 lira aylık olarak harcama kalemi oluşmaktadır. Hesaplanan bu sayılara nazaran; dört kişilik bir ailenin barınma, yakacak, yol ve kıyafet üzere yaşamsal gereksinimlerini karşılamak bir yana, aylık olarak yalnızca besine 8 bin 223 lira ayırması gerekmektedir. Taban fiyatın 5 bin 500, en düşük emekli maaşının 3 bin 500 ve öğretmen maaşının 10 bin 360 lira olduğu ortamda dört kişilik bir aile, açlık yolu ile mevte terk edilmektedir.
“YENİ NESİL YURTTAŞLAR YETERLİ BİR ŞEKİLDE BESLENEMEDİĞİNDE TOPLUMSAL OLARAK BÜYÜK BİR ÇÖKÜŞÜN BAŞLAMASI KAÇINILMAZ OLACAKTIR”
Yeterli beslenmenin elbette ki ömrün en temel gereksiniminden olmasının yanı sıra sosyolojik ve ruhsal boyutlarının da olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir. Yeni kuşak yurttaşlar kâfi bir biçimde beslenemediğinde toplumsal olarak büyük bir çöküşün başlaması, zekada gerileme ve fizikî olarak güçsüzleşme kaçınılmaz olacaktır. Açlık ve yoksulluğun uzun vadede toplum normlarını ve ahlakını bozarak yozlaşmaya sebep olması, kaçınılmaz bir son olarak yurttaşları beklemektedir.
Açlığın sebep olduğu fizyolojik meseleler, sayı belirtilemeyecek kadar çoktur. Hastalıklar, vefatlar, işgücü ve üretim kaybı, verimsizlik, zihinsel gelişim problemleri, ruhsal çöküntü, cürüm sürece ve şiddet kullanma eğiliminin artması bunlardan bazılarıdır. Açlık problemlerini çözememiş toplumlarda iç huzurun sağlanması imkansız hale gelerek kalkınma ve gelişme yolunda milletlerarası siyasetlerde rekabet edemez bir hale gelmektedir.
“YAŞADIĞIMIZ BU EKONOMİK KRİZ ORTAMINDA EN ÖNCELİKLE MÜCADELE EDİLECEK SORUN OLARAK AÇLIK VE YOKSULLUK SORUNU KARŞIMIZA ÇIKMAKTADIR”
AKP iktidarının şuurlu bir halde muhtaç bırakarak yurttaşları kendilerine bağımlı yapma eforları sonucunda yaşadığımız bu süreçte ülke barışının sağlanması, eğitimde ve bilimde ilerleme, ekonomik ve siyasal olarak rekabet edebilme mümkün olmayacaktır. Açlık sorunu ile baş edebilmek için kamu kaynaklarının gerçek bir formda yönetilerek tarım ve hayvancılıkta kâfi dayanakların sağlanması, üretim kaynaklarının en verimli bir halde kullanılması ve dışa bağımlılıktan bir an evvel kurtulma yoluna gidilerek tüm yurttaşlarımıza ulusal gelirden adaletli bir hisse alması sağlanmalıdır. Bütün bu sebepler çerçevesinde, yaşadığımız bu ekonomik kriz ortamında en öncelikle uğraş edilecek sorun olarak açlık ve yoksulluk sorunu karşımıza çıkmaktadır. Dünya barışı içerisinde iç huzuru koruyabilmenin ön şartı olarak bir an evvel açlık meselesinin çözülmesi gerekmektedir.”
